31 Mayıs 2024 Cuma

Saat


Tamam kabul gecenin en aykırısı sensin.

Omzundan düşen onur yanılgıları,

Yalnızlık söylemleri bir kenara dursun,

Tamam, namluya en çok senin başın değdi. 

Barut benden ibaret, kurşunlar gözyaşımdan.

Görmüyor musun?

Ağlatma beni.


En çok ben diktim heykellerini yeniden.

Nice başıbozuk, haysiyetsiz tüccarlar almak istedi hepsini.

Vermedim.

Şayet eğer bir gün gerekirse,

Alacak da verecek de sensin.

Silip geçmeye çalışma geceleri.

Eğik başının baktığı yöne koşan,

Cesettir benim ecel çığlığım. 

Duyma.

Kirlenmesin şayet, tertemiz ayrılalım.

Elbette tekrar söylüyorum,

Karanlığa yitip giden iki yıldızdık.

Nasırlarca hikaye, yalanlar boyu gökyüzü.

Baksana anlamıyorsun, işlediğimiz günahlar çoktan boyumuzu aştı. 

Sevgiyi arayıp duran katillerden farkımız kalmadı. 


O yüzden bu göller dolusu kar, 

Sönmek nedir bilmeyen ateş,

Ve sözlerimi üşüten umut tozları. 

Nefes almama gerek yok.

Ben senin coğrafyanı öğrendim.

Gezdim karış karış, okşadım avuçlarımca.

Hayatımın yumruğunu atma bana şimdi. 

Gidiyorsan eğer, sükutun ele geçirsin geceyi.

Hiçbir kuş cesaret edemesin uçmaya.

Ağaçlar ağlamasın, aşıklar kurban gitmesin karanlığa. 

Biliyorsun, bu kurulu düzende,

Yüreğiyle konuşanların asla bir yeri olmadı. 


Anlasan keşke, 

Benim kalacak yerim olmasa da,

Gidecek yerim belli, sil şu gözyaşını. 

Ağzımızı bıçak açmayacak zaten.

Kanatma daha fazla yaralarını. 

Çanlar çok uzun zamandır çalıyor. 

Hepsini dinliyorum ve biliyorum. 

İkimiz bir can olsak toplanıp,

Bir nefes, bir ümit olsak,

Bir ışık doğardı karanlığımızdan.


Masumiyeti öldürmek istiyorsan,

En yakınlarından başla.

Merak etme, gözlerim kaldırır tabutların hepsini.

Sen nereye gömüleceklerini düşün. 


Biz, karanlıklara, ihanetlere ve ateşe rağmen, 

İyi ki kül, iyi ki intihar.

Zaman işliyor.

Ve ben hala...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder