Başı öne eğik bir kralın halkına son seslenişi,
Veyahut sevginin dikenlerinden kanayarak ölen bir aşık gibi.
Ateş herkesin içinde...
Dumanlarında öksüren ruhum en büyük şahit.
Duvarlarında iz bırakan gençliğim,
Ve bir ömür boyu süren gönül yaraları...
Yoktun, yoktunuz...
Kanı akmayan damarlarınızı öptüm bugün.
Öfkenin betonlarına, yalnızlık yeminlerine karşı çıkarak,
İki yüzünüzle öptünüz yaralarımı.
Kirim boğazınıza sarıldı, ateşe kaçtınız.
Saklanırdı yine de karanlık, ele geçirmişti bir kere.
Nefesi terk ediyorum, gözlerim yola götürmüyor beni.
Gözlerim o derin çukurdan gayrı bir direniş istemiyor.
Duyulan gururu ise ayaklar altına aldığım andan,
Bugüne, geçmişten şu ana,
Bu olağandışı intihara atfedeli bir aşk oldu.
Ölümle aynı yatağa sarılarak giren bir adamın,
Kucak açması, anlaması, dinlemesi,
İnancına teslim oluşundan gelse gerek.
Sonsuz ateşlere, yalana, iki yüzlülüğe bir an için inanmasıyla başlar.
Huzurun en borçlu elçisi...
Zamanı sırtından öperek öldürdüm.
Ellerinden öperekse affettim.
Yaramın tüküreceği bir yüzden dahi muafım.
Uğruna savaşılacak şeyler için,
Uğruna savaşılacak şeylerden vazgeçen ruhum,
Karşıma çıktığında af mı etmeliyim onu?
Yuttuğu kanı kusan, ateşe koşan,
Onların kaçtığı geceyi yüreğince yakan,
O yapay, bir o kadar da aşkından olsa gerek,
O ışıltıyla ölüme yakışan gözlerin,
Bir vasiyeti, çığlığı dahi olamaz pervane böceğinin.
Elbette yalnızsın, elbette kaçıyorsun yok olmaya.
Erdemini takdir ediyor tanrı lakin,
En büyük ecelin o'na inanmakla gelir.
Aksi takdirde mezar taşın olur yeni ismin.
Gömüleceğin toprağı dahi öpmekten acizsin.
Karşı çıkıyoruz yaşam izin verdiğince.
Yüreğin ölür, en derin çukura gömülürüm.
Aldığın nefes durur, okyanuslara yüzerim.
"Kalbim yaşatmak ve sevmek istiyor."
Yalan söyleme, dilin katil.
Cümlelerin yıktı bu şehri.
Öfken kül etti bu hisleri.
Çocukluğuna ne kadar uzaksan,
O kadar az yakınsın bana, affetmiyorum zaman şahit.
Yokluğunda yıkılıyorum ve biliyorum...
Sen hiç öldürülmedin.
Her bir sigarada ölüm korkusu yaşarken,
Serbest bıraktığım duman çizdi portreni.
Neredesin?
İşlediğin günahları çıkarma yüreğimden.
Biliyorsun ellerimiz kanlı.
İnşa edeceğimiz put insanlardan farksız.
Ancak inanıyorum...
Ölüm sineme çektiğim sevgilimdir.
Aldatıldın, aldatıldım.
Oysaki hayata tekrar gelseydim,
Beni yok ederdim ki,
Biz özgür yaşasın...
Kaburgalarını kırardım.
Hiçbir vakit o ışık olamayacağını bilmesine rağmen,
Umuduyla ölen o böcek gibi,
Çırpan kanatlarıyla yüreğimin,
Sana koşardım.
Ellerinin arkasında saklanan hançere,
Rüyalarımızı esir alan hayata,
Dilimize varmayan gerçeğe,
Ve kimsesizliğimize aldırmadan...
Ben seninle ölürdüm,
Seninle doğmak,
Veyahut affetmiş olmak adına...