Zaman devam ettiği ve ölüm var olduğu sürece yazacağım. Bu süreç içerisinde geçmiş ve geleceğin etkileri bu satırlara kazınacak. Eğer ben yazıyorsam dizelerimde ruhumdan da bir parça vardır.
9 Ekim 2019 Çarşamba
Şeytan
Ağır ağır bir vaziyette,
Birbirini takip eden zincirleme kazalarda yerlere düşen aşklar gibi,
Bir karanlık kaplamıştı yüreğim acının serenatlarında gezinirken.
Mümkün değildir gözümden akan yollara karşılık büyükçe bir barikat kurmak.
Sırtı yere gelmesi mümkün olmayan,
Korkunun çığlığımsı kahkahalarıyla şahlanan,
Ürkünç bir şeytana sahipti içim, parçalıyorken beni zaman.
Sessiz adımların ardından gelen ufacık zihniyetler,
Bir kazık buldular yerlerden yansıyorken aynalardan yüzüme kırmızı lekeler.
Köstekli bir saate benzerdi beni geberten deli divane hatalar.
Heyecanlanarak baktığım an kalan cinayetlerimin dakikalarına,
Ömrümün saatleri akardı, ayağı kırık sehpalardan ayaklarıma.
Bir kir gibi kalırdı sevdalarım zihnimin ışıksız mağaralarında.
Bu sızlanan, ağlayan, kaybolan, kanayan mahrumiyetler,
Benim bekaretini kaybetmiş niyetlerimden mi ibarettiler?
Sarhoşların cemiyetine benzeyen çam ağaçlarının bolca olduğu ormanlardan,
Çarmıha gerilmiş umutsuzluğumun haykırışları korkuturdu yaşamı.
Hissediyordum yalın bir intiharın bir yılan gibi sinsice dolaştığını.
Farkına varıyordum bağırışlarımın duvarlara çarpıp geri geldiğinin.
Satırların arasına sıkıştırılmış anılarımın tamamını,
Bu pislik içinde kalmış dünyadan saklıyordum.
Sabırsızlıkla dolup taşmış,
Gün doğumundan öteki diyarlara dek süren,
O güzel ve kırılgan aşklarım, savaşlarım,
Sahip olunabilecek en kıymetli hazinelerdi artık.
Tekrardan göz kapaklarıma binen ağırlığın birlikteliğiyle,
Bunca varsayıma rağmen var olan sevmek işkencesini.
Tiz seslerin kararmış mezar odalarında,
Eskiden her aydınlığa meydan okuyan cesetler, cesetlerim,
Bir imkansızı bırakıp gitmişlerdi avuçlarıma.
Çağlayarak ansızın gelirdi yalnızlığın kapıları üstüme.
Haram kılınmış umutlara sarılmıştım birkaç sefer.
Bu yüzdendir yalnızlığımın günahkarlığı.
Gezegenler dolusu alevlerin akıbeti,
Bir aşk damlasından ibaretti.
Birçok şiiri tanır ve birçok dize ile kadehler tokuştururdum.
Denizdeki ölümlerden bahsederdik birbirimize.
Geçti zaman.
Kırıldı kadehler, silindi dizeler, öldürüldü şiirler.
Bir şiirin katili şairiydi.
Benim şairimse şiirlerimdi.
Kırılıyordu naralarım boynu bükük çiçeklerde.
Delirircesine, ölürcesine, isyan edercesine,
Sadık kaldığım benliğimin toz bulutları kaçtı gözlerime.
Bundandır mutluluğu göremeyişim, ölümü ise isteyişim.
Ne diye yaşıyorum ki ben kendimi infaz etmişim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder