18 Ağustos 2019 Pazar

Susmak


Yüzleriniz birer hakaretti eski zamanlarda çürümüş.
Büyümek değildi oysaki, yeni acıları kahkahayla karşılamak.
Kuvvetli bir ölüm çığlığı delip geçiyordu damarlarımdan hayatımı.
Yalnızlığın bile uğramadığı çorak toprakların kaybolduğu,
O mahzun sahil kenarlarındayken ağlarsam eğer,
Sorarım içimdeki canavara:
Kim devam ederdi ki yaşamaya?
Büyük bir sancıdır, uzaklarda kaybolmuş duyguları hissetmek.
Gelişmek, bir an için olsun unutabilmektir kendini.
Uzaklaşmaya çabalamaktır kaçamadıklarından.
Bir miktar öfke yeterdi dalgaları dağlara değdirmeye.
Zannederdim ki sevmek sarmaktır yaralarını.
Ruhumu çalan bir gecede vardım farkında.
Sevmek büyük bir intihardır kendime,
Bir yok oluşun çarklarındandır.
Acının temelleri atıldıktan sonra üstüne dikilmiş sevgi otelleri,
Kim bilir kaç ziyaretçiye sahipti,
Bizi yaktığı zaman geçmişin ateşi.
İhanettir kendime bir an için olsun inanmak.
Hatadır bunca zaman sonra kendi içimde kaybolmak.
Hiçbir yaşantı çare değildir bu vaziyete.
Yalnızca bir şansa bağlıdır geleceğin karşılığı.
Borçlarından dolayı kendisini ipe asmış,
Kirli sakallı ve ağlamaklı bir adamın,
Verdiği son nefese benzerdi umduğum sevinçler.
Öylesine ani, öylesine alışılagelmiş bir veda niyetinde,
Kendimi bıçaklamaktan delirmiştim, gardiyansız hapishanelerde.
Nedir bu ceza?
Yoktur bunun bir yanıtı, onları silsem de.
Yanıyor sahip olduklarım, boğazıma kaçıyor külleri.
Nefes alamıyordum işlediğim cinayetlerin sonrasında.
Açıklamalar ve gerekçeler değerini yitirmişti bugünlerde.
Susmaktır artık attığım en büyük çığlığım.
Gözlerimi kapatmaktır artık en çaresiz cevabım.
Ufak yalanlarla birlikte kurunca kendime yeni bir düzen,
Kumların altına gömüldü yanımda olan hissiyatlar.
Eskiden istemezdim bazı yok oluşları.
Şimdilerde ise beni ayakta tutan katillerdir onlar.
Baktım tekrardan manasızlığın kalabalıklarına.
Bir amaçtansa bir hikayeye sahipti aklım.
Devam edecektim bu faili meçhul cinayetleri sürdürmeye,
Bir gün için de olsa var olmak adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder