Göklerdeki bulutlara meydan okurcasına dağılan,
Yalnızlığın renklerini bulmuştum sahillerde yanarken.
Nehirlerin başıbozuk yataklarında saklanan,
Bazen ise heyecanlarımızla beraber attığımız adımları,
Sonu bitmek nedir bilmeyen bir işkenceye çeviren,
Bazı sert taşların üstünde bir sefer düzenlemekteydim.
Bir his vardır içimde uzun bir süre sonra yeniden doğan.
İhtimaller ve sakıncalar izin vermeyecekti buna elbette.
Bundan dolayı yakılan mumlar ise son bir duayı andırırdı adeta.
Aşkın yasaklandığı günahkar kiliselerde,
Papazların, rahibelerin katili bir an parçalanırdı ellerimde.
İşlemeli tavanların kırıldığı sözlerden geriye kalan,
İnkarı en çok hak eden mazlumdu umut.
Akıtılan gözyaşların balkonları, kadehleri kutsamasıyla,
Bir kez daha geriyordum kendimi o çarmıha,
Bir nebze de olsa yalnızlığımı unutabilmek adına.
Tahmin edilemez hatalardan dolayı iflas etti yüreğim.
Biliyordum zayıflığın esaretinde kaybolmuş yenik bir asker olduğunu.
Acıya kendini teslim etmemeliydin, sevmeliydin onu.
Süreksiz bir intiharın eşiğinde gökyüzüne meydan okumadan,
Kendini silişlerin ve ihanet edişlerin,
Meleklerin kanatlarını kesmesine sebep oluyordu.
Bu yüzden uçamıyordum bazen yeni heyecanlara.
İmkansız dediğimiz şeyin,
Rüyalarımızdan daha gerçek olduğunu biliyorduk aslında fakat korkuyorduk.
Yine de kaçmak isterdik onların çıkarlarından, kaptırırken hislerimi akşamlara.
Ben bir hırsız değildim, ömrünü çalacak olan.
Ben bir katil değildim, duygularını infaz etmeyi arzulayan.
Ben yalnızca bir andım, zamandan seni kurtaran.
Cinayetler işlenmemelidir ruhumuza uzak olduğumuzda.
Biz, kendimizi bulmalıyız düşüyorken kaybolmuşluğun uçurumlarından.
Bazı hazinelere sahip olmak, mücevherleri bulmak uğruna,
Gönül uzuvlarını kaybetmiş korsanlara benzemekteydik.
Kızmamalısın, darılmamalısın seni takip eden ıstıraplara.
Ne söylenmesi gerektiğini bilemeyen yaradılışın fakir bir kuluydum.
Lakin yine de yapılabilecek bir dünya eyleme sahiptim.
Bir gerçeği yık mesela, ufak da olsa bunun için adım at.
Kaybetme kendini yatak odalarında.
Yalnızca hatırla imkansızlıkların okyanuslarını.
Çanlar çalıyor şimdi içleri kan ağlayarak.
Buralardan ayrılıyorum ardıma bakamayarak.
Çünkü biliyordum,
Kafamı kurcalayan düşünceler,
Hiçbir zaman bana bir yaşamı anlatma niyetinde değildiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder