Zaman devam ettiği ve ölüm var olduğu sürece yazacağım. Bu süreç içerisinde geçmiş ve geleceğin etkileri bu satırlara kazınacak. Eğer ben yazıyorsam dizelerimde ruhumdan da bir parça vardır.
15 Mayıs 2019 Çarşamba
Evren
Havada sallanan o paslı, bir o kadar da korkutucu,
Yalnızlığın şarkısını söyleyen zincirlerin esareti,
Ruhuma sıkı bir düğüm attılar dinlemezken içimi.
Ölümün hiçbir vakit bu kadar arzulanmamış olması,
Nice şairleri ve nice buruk adamları,
Delirtir ve onların yüzlerine birkaç resim çizerdi.
Kapılar benim için açılıyor biliyorum.
Uğultulu pencerelerden yansıyan korkularım,
Bu gibi fırtınalı ve sancılı akşamları,
Ulvi bir cenaze töreniyle sunuyorlar bana.
Özür dilemek tanrının pek de umurunda olmazdı.
Çünkü o gökteki bencil ihtiyar,
Baksaydı kendi yarattığı hazin sokaklara,
Ağlardı dizlerinin üstünde kendi yaptığı hatalara.
Yaradılışım belki de büyük bir kıyametti.
Şüphesiz ki yalnızlığın cehennemlerinde bir başımaydım.
Ne şeytan vardı yakınımda ne de zebaniler.
Sadece yalın bir ses vardı yokluktan gelen.
Kulak verdim ona daha önce hiç hissetmediğim,
Ani ve kuvvetli bir itiliş hissettim.
Bu durmaksızın yanmakta olan kayalar,
Ve içi alevlerle dolu çukurlar,
İstemiyorlardı beni ve karanlığımı.
Öldürmeye gücü yetmezdi canavarı savaşçının.
İstediği kadar dövse de kılıcını,
İstediği kadar savaş naralarıyla doldursa da havayı,
Yeterli gelemezdi hiçbir güç onu yere sermeye.
Tek başına üstesinden gelinebilecek bir vazife değildi bu.
Geçerse eğer zaman,
Yüzüme dahi bakmayan insanlar gibi yanımdan,
Yıpranarak, kaybolarak geçirilen değişim muhakkak,
Benim kendi cinayetim olacaktı.
Baktığım zaman sakince dünyaya,
Kendilerinden uzaklaşmış veya kendilerini öldürmüş olanlar,
Her geçen gün giderek daha da yok oluyorlar.
Oysaki yaşamın sürekli üstümüze boşalttığı hüzünler,
Var olması muhtemel bir sevgiyi doğuruyordu.
Buna kulak asmadan mahalle kenarlarındaki,
Yalnız mahluklara müstahaktı çürümek.
Ne kadar üzgün olsalar da,
Avuçlarında bile olan sevgiyi bulamadıktan sonra,
Sorarım sizlere tüm bu mücadele ne fayda?
Yaşadığımızı hissedemesek de bazen,
Kaldırın üstünüzden yağmur bulutlarını.
Çünkü bilmelisiniz ki,
Hiçbir zaman hak ettiğinizi bulamayacaksınız.
Bu yüzden yatakların altında ölmek yerine,
Gökyüzünde ve sahillerde verin son nefesinizi.
Duymuyor sizi tanrı, kendileri ebedi bir izleyişte.
İstediğiniz cinayeti işleyin kendi içinizde.
Hayat size bir şeyler getirmeyecek.
Bu yüzden ondan zorla bir şeyler almalısınız.
Ta ki bir gün,
Kendi evreninizin yaratıcısı olana dek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder