Zaman devam ettiği ve ölüm var olduğu sürece yazacağım. Bu süreç içerisinde geçmiş ve geleceğin etkileri bu satırlara kazınacak. Eğer ben yazıyorsam dizelerimde ruhumdan da bir parça vardır.
15 Mayıs 2019 Çarşamba
Deliler
Deliler girdi kanıma hiç beklemediğim bir anda,
Veya aklımın bağları mecburiyetten koparıldığında.
Bir hikaye asılırdı gördüğüm her darağacına.
Bir mühlet kendi haline bırakıldıktan sonra,
Çanlar çalardı son bir kez daha sevişebilmek adına.
Biliyorum nice varsayımlı gecelerin koynundan,
Ulu orta yerlere serilmiş acılar akardı.
Anlatılamaz duyguların mahkumu olunca,
Daha da çok delirdim yalnızlığımla.
Zaman denilen kavramın bir çözümden ziyade,
Bir işkence olduğunu bu zamanlarda anladım az da olsa.
Kendi içimde koruduğum, yücelttiğim doğrularım,
Mantığın ve yüreğin arasında gerçekleşen mücadelelerin sonrasında
İnfaz edildiler ruhsuz bir akşamda.
Deliler girdi kanıma hiç beklemediğim bir anda,
Veya aklımın bağları mecburiyetten koparıldığında.
Nice mevcudiyetler dans ediyor etrafımda bilirim.
Lakin nerede nefes alırsam alayım ben yalnızca ölebilirim.
Hem de öyle basit bir ölüm değil.
Var oluşun tohumlarına ihanet edercesine,
O puslu sokaklardan geçince,
Büyük bir intihara tanıklık ettim içimde.
Dökemediğim her gözyaşımda bil ki bir inkar var.
Olması gereken bazı şeyler için,
Olabilecek şeylerden vazgeçtik.
Bir baktım ki ardımda ve yanımda bir karanlık yaşamakta.
Işığın yokluğunun farkına varan hortlaklar,
Geziniyor sevda topraklarında, giriyorlar içeri.
Düşünmek belasının süregeldiği günlerden beri,
Her taraf aynı son, aynı kıyamet.
Deliler girdi kanıma hiç beklemediğim bir anda,
Veya aklımın bağları mecburiyetten koparıldığında.
Tekrardan bir his oluştu kanlı parmaklarımda.
Bir söz yankılandı kulaklarımda:
''Kabullenişler, infazlardan daha çok can yakıcıdır.
Belki de kendi cinayetim, bu kabullenişin bir infazıdır.''
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder