Zaman devam ettiği ve ölüm var olduğu sürece yazacağım. Bu süreç içerisinde geçmiş ve geleceğin etkileri bu satırlara kazınacak. Eğer ben yazıyorsam dizelerimde ruhumdan da bir parça vardır.
3 Mart 2019 Pazar
Düş
Süreksiz bir heyecanın sahillerden kopup,
Aşkı anımsatan kadehlerde beni bulmasıyla,
Başımı öne eğerdim o derin suskunlukta.
Bir kelime dahi edemeyecek kadar heyecanlanmış,
Ara sıra uzaklara dalıp gitmiş bir adam haliyle,
Seni sevdiğimi hatırlamıştım o öğlen.
Dökmüştüm geçmişte içimde yaşadığım tüm aşkı ben.
Aylar ve nice uykular geçti bunun üzerinden.
Tebessüm veya gizlenmiş bir mutlulukla okudun beni sen.
Devam etti zaman, birkaç yudum aldık şarabımızdan.
Uzaklaştıkça dünyanın o melun baskısından,
Yaklaştıkça bizi sevindiren duygulara,
Daha da bi güzel oldun sen bunun farkında değilken.
Vermediğin cevapların ardına saklanan umut parçalarını,
Aşkın oltasına taktım ve savurdum sonra gönlündeki okyanuslara.
Verilen değerlerin ve bulunulan latifelerin altında,
Güzelim gerçekler yatıyordu sen bunu inkar etsen bile.
Aklıma gelen tatlı anılar estikçe bir rüzgar gibi,
Üşümekten ziyade serinlerdi ruhum.
Hayalini kurduğum anlara öncülük eden sahillere,
Yavaşça başını koyup gözlerini kapattığın an,
Bir soru takıldı aklıma:
Mutlu muydun içimdekileri önüne serdiğim zaman?
Sırtımı dağlara verip sonsuz maviliğe baktığım süreçte,
Zikretti içim durmaksızın senin adını.
Tıpkı herkesin uyuduğu bir gece vakti balkona çıkıp,
Üşüyerek içilen sigaralara eşlik eden bir senfoni gibiydi.
Güldüğün zaman güneş çıkardı ortaya.
Ayazların eksik olmadığı geceler benden uzaklaşır,
İçimi ısıtan aydınlık vakitler gelirdi aklıma.
Pek başarılı olduğumdan emin değildim belki seni sevmek konusunda.
Lakin,
Seni sevmenin beni hangi geçitlerden geçireceğini,
Bana hangi kapıları açacağını çok iyi bilirdim.
Yaşamım boyunca yazdığım yazıları,
Seninle bir gün daha vakit geçirebilmek için,
Yakabilirdim hem de hiç düşünmeden!
Çünkü sahip olduktan sonra hem bu aşka hem de sana,
Durmadan yazılar yazacağım senin gibi naif akşamlarda.
Gerçi hiçbir akşam veya herhangi bir zaman dilimi,
Senin kadar naif ve güzel olamazdı.
Nerede olursam olayım,
Hangi vakitte hangi içkiyi içersem içeyim,
Benim için en güzel yer senin yanın,
En güzel içki ise seninle içtiğimdir.
Bunu hiçbir zaman unutma!
Sahillerde yürürken umarsızca,
Yetişmeye çalışırken öteki diyarlara,
Bakardım gökyüzüne teşekkür ederdim zamana.
Gelecek günlerin içine girip,
Yeniden yarattıktan sonra o güzellikleri,
Sana armağan etmeyi düşünüyordum onların hepsini.
İstanbul'un, o güzel yedi tepeli şehrin,
İşlek caddelerinde yağmurla ıslandıktan sonra,
Ya da vapurların geçtiği denizleri aştıktan sonra,
Eksik kalmayacaktı kalemim seni andıran güzellikleri,
Yüzsüz bir şair gibi anlatmaktan.
Belki yüzsüz belki de aptaldım lakin,
Yakalanmıştım artık böyle tekil ve yalın güzelliğe.
Uyku kaplamaya başlıyor geceyi.
Perdeler çekilip saklanmaya başlıyor sevdalar.
Benimkisi ise aksine koşuyor sokaklarda.
Normaldir gerçi biraz manyaktır kendisi biraz da asi.
İyi uykular içimdekileri güzelleştiren meleğim.
Sen buralarda değilken ben seni düşlemeye devam edeceğim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder