8 Kasım 2018 Perşembe

Oda


Işığın dağları yaktığı bir günün yamacında,
Yalnızlığımla baş başa kalmışım.
Beyaz köşelerin arasında kendimi kirletircesine,
Bir öpücük alıyordum ömrümden.
Rüzgarın aralıksız kavga ettiği perdelerde,
Duygularını üstüme dikmiş bir adam,
Karanlığından ödün vermeyen o adam,
Herkes gözlerini kapattığı vakit,
Kendi yüreğine bir iki el ateş ederdi.
Mermiler delip geçerdi yüreğini.
Kuvvetli bir darbe alırdı vücudu.
Yaraları kabuk bağlayamazdı.
Kan revan olmuş bir döşekte,
Acılarıyla sevişirdi büyük bir öfkeyle.
Kapıların cıvataları ağlarlardı.
Acımasız zamandan ötürü.
Kağıtlara ömür sığamaz dışarı taşardı.
Kaçıp giderdi siyah aralıklardan.
Aydınlık geleceklerin aksine,
Karanlık geçmişe koşardı.
Çaresiz kadehten bir yudum daha almak adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder