28 Eylül 2018 Cuma

Mezar Taşı



Büyük bir sessizlik kaplamıştı dört bir yanımı.
Ellerinde bayraklar taşıyan ölümün fedaileri,
Ömrümü alıp giden rüzgarlara karşı bir yürüyüşteydi.
Geçmişin ağzını kapalı tutmasıyla yanıma gelen suskunluk,
Böyle zamanlarda düşüncelerime silah doğrulttu.
Görgü tanığının olmadığı bir cinayet işlenmişti ruhumda.
Cesedime bir mezar taşı sapladı zaman.
Birkaç dua ile bitirdiler cenazemi melekler.
Yalnızlığımın kara toprağın altından çıkmasıyla,
Başladı bu bitmek nedir bilmeyen acılar.
Tanrının beni yeryüzüne tükürmesiyle,
Var olmaya başlamıştı bu kuru kimsesizlik.
Sonsuz bir arayışın getirdiği tükenmişlikle,
Düğümlerini çözüyordum geçmişimin.
Nihai olduğu zannedilen suskunluk,
İşte o an bozuldu.
Kabuslarımın başkahramanı,
İsimsiz mektuplarımın yaratıcısı,
İşte o an çiğnerdi ayaklarının altında tüm duygularımı.
Ölüm getirenlerin yüreğinin tam ortasından,
Umut getireceğine inanılan bir ağaç çıktı ortaya.
Daha bir çiçek bile açmadan,
Taşlamaya başladı o ağacı karanlığım.
Güneş doğmamaya başladı yeni hislere.
Sonsuz bir gece başladı ardından.
Pençeleri sökülmüş canavarlar hüküm sürdü.
Bu amansız yalnızlığa ev sahipliği yapan,
Tekil diyarlara.
Korkularım adım attığı sürece,
Cesedim çürümeyeceğine yemin etmişti.
Geleceğim beni terk edip,
Yüzüme tükürmüştü.
Ve bir yazı belirdi mezar taşımın üstünde hiç yoktan:
‘’Yalnızlığıma hoşgeldiniz!’’


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder