Zaman devam ettiği ve ölüm var olduğu sürece yazacağım. Bu süreç içerisinde geçmiş ve geleceğin etkileri bu satırlara kazınacak. Eğer ben yazıyorsam dizelerimde ruhumdan da bir parça vardır.
30 Haziran 2018 Cumartesi
Yarar
Gecenin arasından kendini gösteren renkler,
Umursamaz bir adamın delirmesine neden olmuş.
Gündoğumuna dek uzanan kırık kaldırımlarda,
Ellerimden kaçıp giden düşünceler,
Beni hiçbir zaman sevmediler.
Havanın huzurunu bozan iki boğuk ses,
İnsanlara çarparak yankılanıyor.
Nereye gittiğimi bilmeden,
Yürüyordum eski bir dostumla,
Bu gün yüzü görmemiş soğuklukla,
Dolduruyordum içimi.
Gölgeler birbirini terk ederken,
Maskemi bir çantaya koydum.
Saatteki akrebin önemi kalmamıştı.
Saatler değil günler değiştiriyordu ruhumu.
Kökleşmiş anılar gibi,
İnatçı bir düşünce sardı etrafımı.
''Yaşamak neye bedeldi ?''
''Her şeye!'' dedi biri fazla basit bir cevaptı bu.
Tekrardan yorgun bir kafayla,
Önlerine sunuyordum bu cevabı meçhul soruları.
Sabaha yetişmek için hızlı davranan Ay,
Bu puslu yollarda bana bir oyun oynuyor.
Yaralı bir halde geçip gittim.
Sahtekarla işim olamazdı.
Yol boyunca gördüğüm ucu sivri korkuluklar,
Böyle saatlerde evsizlerin katili oluyor.
Bunun sonucuna ise hırsızlık deniyor.
Sizin değerli sandığınız eşyalarda yoktur gözüm,
Ben mülkünüzü değil zamanınızı çalmak isterim.
Bulutlar ağlamamak için kendini zor tutmuş.
Bunu yerdeki iki su birikintisine baktığımda anladım.
Geçmiş bir ip gibi dizildiği vakit,
Beynimde yıldırımlar çakardı.
Ta ki bir tanesi ipi yakana dek,
Bir boşluğa yuvarlanmış hayatım.
Nerede engebeli bir yol varsa,
Kendisini oraya atmış.
Çünkü o bu şekilde öğrenmiş.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder