1 Haziran 2018 Cuma

Bilinmez


Kimin ne yaptığı bilinmeyen saatlerde,
Haşin dalgalarda gözyaşı döken bir melek,
Tanrıya ölümünün nasıl olacağını soruyor.
Uzaktan göz kırpan ışıklar,
Müziğin duygusuyla beni yakıyorlar.
Kül olana dek sürecek bir şarkı,
Sözlerini bedenimden çıkarıyor.
Parça parça merhametsizce...
Havayı bir belirsizlik kaplamıştı.
Güneşin hangi acıdan pencereme vuracağı bilinmezken,
Acılarım tepe diyarlara ağlıyor.
Bu bir hikaye değildi,
Bu bir intihar notuydu.
Bunu düşünmeden yakmıştı son sigarasını yaşlı adam.
Külleri düşüncelerim gibi ortalığa savrulurken,
Zaman rüzgarından dolayı,
Teker teker kayboluyorlardı ufuktan.
Canımı yakmıştı gözlerim,
Odamdaki puslu aynaya baktığımdan.
Ufak bir ömür dalgalandı sonsuz göklerde.
Değerini yitirmiş bir aşk misali...
Soğuk satırlara kazınırdı gençliğim.
"Ben yaşamadım." dedi yaşlı adam,
Son dumanlarını yeryüzüne saçarken.
Çiçek demetleri gibi toplanmıştı acılarım,
Hangi güzelin onu satın alacağını düşünerek.
Gece girdi araya,
Uykuma zeval oldu.
Yıldızlar sevişirdi ben onları izlerken,
Yüreğim kapardı gözlerimi,
Daha fazla eksilmeyeyim diye.
Yalnız olan kum taneleri,
Böyle havalarda kanattı gözlerimi.
Tekrardan hissetmemek adına.
Kanlı kiremitlerle ördüğüm duvar,
Bu çaresiz anlarda geldi üstüme.
Zihnimin içine yuva edinmiş kendisine,
Bu alaycı yalnızlığım,
Bir kez daha sevmemek adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder