7 Nisan 2018 Cumartesi

Koşu


Akıp giden taştan yapılma bir yolun kıyısında,
Yeşilin ruhumu okşadığı sessizliğin ufkundayım.
Yalnızlığın ve acının oluşturduğu uyumu bozan bir duygu,
Tekrardan beni ele geçirmek istiyor.
Ateşin elimi zamanın canımı acıttığı siyahlığın içinde,
Kollarımı hiçliğe açıyorum kendimi saklamak adına.
Bıçak izlerimi öpen soğuk melodiler,
Bu gece beni seven tek gerçekliklerdi.
Üstüne bir çizgi dahi atamadığım hikayem,
Kurşundan yapılma satırların arasında can çekişiyor.
Birkaç duygunun bir şamar gibi yüzüme çarpıyor olmasının,
Getirdiği bu ahval çaresizliğin doruklarında,
Bir dağın gölgesinde ateşle harmanlanıyor hayatım.
Biz biz hikaye uydurmuşuz kendi kafamızda.
Satıvermişiz ruhlarımızı zamanın koynunda.
Koşuyoruz nereye gittiğimizi bilmeden bir şeyleri hissetmek adına.
Yokoluşa yüz tutan bir ağacın altında,
Ak olan duvarların ardında yaşama tutuluyor bedenimiz.
Siyah direklerin kalbimizi delip geçtiği o yerde,
Bir sokak lambasının yalanında,
Geçmişe yakarıyoruz bir sevdadan mahrum bir vaziyette.
Bir geçidin kapılarında,
Büyük bir engeli aşmışız.
Tekrardan göklere tutunmak adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder