15 Nisan 2018 Pazar

Cesetler


İçinde birikmiş olan gözyaşlarını,
Anılarıyla etrafa saçan bir adam.
Yanında ise bulunan birazcık keder.
Ahşap bir kapının arasından ruhumu izleyen bir hortlak.
Zamanın tam olarak nereye estiği bilinmiyorken,
Bir geçmiş açıldı ortaya.
Sarhoş vücudun ve kesik zihinlerin arasında,
Parmağımı yakıp kavuran acının birlikteliğinde,
Ağlayan sözlerin eşliğinde bir gün çalıyor.
Duvarları süsleyen kirlerin altında yatan anılar,
Bana huzuru aramamı söylüyorlar.
Denizin esrarlı kokusu,
Güneşin ise büyüleyici ışığı,
Kararmış sözlere vuruyor.
Gönlümün arzu ettiği sevgi,
Yaralarımın merhemi olan efkarın yanında,
Aslında bir hiçmiş yas tutarken.
Bir eli tutmak,
Bir vücudu kavramak,
O engin iki diyarın arasında gidip gelmek,
Bazen ise mezarlığından çekip gitmek,
Lakin gidememek,
Yapacak gücü inkar etmek,
Bu gibi doğrular yüzünden yalnızım bir uçurumun kıyısında.
Kayalara çarparak yere düşüyor duygular.
Ay'ın her gece söylediği yalanlar,
Kanayan yollarıma birer süs olmuş.
Gözlerimizin önünden geçip giden ölüler,
Her akşam üstü ağlarlardı çaresizce.
Beyazın saflığını kaybettiği,
Kötülüğün kendisini gösterdiği o günde,
Kırık kalemim bir kez daha yaşayacak.
Bu cesetlerden yapılma dünyamda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder